Çarşamba, Haziran 24

İki Hayatı TEK yaşamaya bocalamak...

Hep efsane zannederdim tek dersten okulun uzamasını.Hep düşünürdüm ki; "ulan bütün dersleri vermişsin bir dersi mi veremedin,çalışsaydın adam akıllı" .Öyle değilmiş ,yaşayan bilir derler ya ötem,işte bu anı yaşadığım gündür bugün.Ne kadar çaresizim,ne kadar mutsuz.Ne yapamlıyım bilmiyorum,bir çözüm gerek bulamıyorum.Öyle sıkıştım ki nefes alamıyorum...

Ve abartmak!!!Hiç bir zaman abartmadım bu ve benzeri yaşayışları.Okul ve iş hayatını yıllardır birlikte götürmeye çalıştım,aslında buna beni doğuştan zorunlu bıraktın...Bir yanda İstanbul bir yanda onunla verilen yaşam savaşı.Gitmiyor işte,gitmedi,gitmeyecek.Sürekli bir yerlerden başarısızlık patlak verdi.Kafam dağınık,devamlı uykusuzum sanki...

Ayrı sorumlulukta iki hatta bazen üç hayata açmak,açıldığımı farzetmek...Bocaladım,olmadı işte hayat.Yine en sillesinden patlattın bir tokat...

Pazartesi, Haziran 22

Eksik Puzzle...

Bazı anlar hani gögsünün tam ortasından birşey sökülür( eklenir) ,hani bedenin dar gelir artık,sığmaz ve kaçmak istersin. Kaçamadığında ise zamanla büyür,büyüdükçe bağımlı kılar, bağlandıkça korkutur,korktukça kalabalığın içinde kaybolarak yalnız kalmak istersin. Fakat geçmişte kaybolursun anlamsızca. Hatıralar gözünün önünden geçer. Her seferinde en güzellerini bulsanda yine de yetinmezsin, şaşkınlıkla baktığın yerlere, çocukluğunun sokaklarına gidersin. Acı cekersin yansılmaların ışığında.Sonra o acıyı sevmeye başlarsın.Nedenine olduğu gibi varlığına da aşık olursun.Belki bir kac ilaç alırsın kafan dağılsın diye. Bir yerden tanıdık bir melodi duyduğunda önce gülümsersin, sonra boğazın düğümlenir. Aranmayacağını bile bile telefonun çalmasını istersin. Arayan olmadığında icin burkulur. Sonra gerçeklerden çok rüyaları seversin. Terketmek istersin, herşeyi, heryeri. Hiç bir anının, ötekiye ait hicbir geçmişin olmadığı bir yere gidersin. Yeni sokaklar,yeni evler belki iyi gelir diye beklersin.Geride bırakamadıkların tek aldıgın iken ne kadar boştur...
Bissürü yenim ve burda kalan parçamla tamamlanmanın eşiğindeyim.

Pazar, Haziran 21

Pencere Hep Açık...

Esmek istiyorum son zamanlarda.Amansız ve anlamsız bir esintiyle beraberliğimizi kutlamak.Özgürlük heykelini uğrayıp ötekilerimizi sarmalamak.Ve dolaşmak,sınırsızca...

Neyse,ardı sırası kesilmezmiş özgür isteyişlerinin.Buhranlardan değilde hep karanlık perdelerin eseri.Nefessiz kalınan her an, çekiyorum siyah perdeyi ve derin bir hava alıyorum.
Yavaş yavaş bırakıyorum sinmiş olan bu özgürlüğü.Rahatlıyor muyum ne?

Ne güzel oyun oynuyorum dimi?Özgürcülük oynu.
Herşey hayal ürünü olunca kuralları ne kadar da basit oluyor.Oyunda benim,ebe de,ebelenecekte.
Bu kez cidden özgürüm...

Cumartesi, Haziran 13

Yorgunluğumun Bir Anlamı Var!

Yorguluğun arkasında ne çok saklanır oldum.Yapılacak yada yapılmak istenen her eylemde en güzel bahanem bu olur oldu.Bir esrarkeş hava,kapanan gözler,aşağı sarkmış kollar.

Sormuyorum neden böyle diye.Ama biliyorum ki, yorgunluğumun bir anlamı var