Perşembe, Ağustos 14

Bir İstanbul daha...

Yanlızlık üzerine ne çok cümleler ,ne çok söylemlerim var....

Kimseyi istememem,sigaramın dumanını havayla ile paylaşmamam,açmamam penceremi...Akbilimin çıkardığı tek bip yanlızlığımının müziği ,bazen miyav diye bağıran yumarcak ,bazen yanlız uçan kuş,yada tıkabasa dolan İEET’de sadece kendi nefesimin sıcaklığı....

Önceleri sevmezdim,hala sevmiyorum,sevemiyorum.Nasıl sevilir ki; bendenimim bir parçası olan kulaklıkla aynı şarkıları defalarca dinlemek .nasıl sevilir ki;tek kaşık,tek sandalye,adressiz kelimeler....İnsancıklara sorsan; mesut’um?so cool,ukala vb. lakaplar.

Oysa çok yanlızım,herkese fazla gelen İstanbulda tek,kimsesiz...Sevgiye en fazla ihtiyacım olduğu zamanlarda hep can çekişen aşkları kurtarmaya çalıştığımdan mı olsa gerek?Oysa kendimce dünyanın en fakir,en korunaksız insanıyken.Oysa bedenim çok güçlü,çok zengin,kral ve cool iken....içimde dünyanın en büyük boşluğuyla.

Çok kolay inanıyordum söylemlere ,içimdeki o derin sızı, kimsesizlik, ama derin...Kimsede farkında değildi bu benin,kurtarmaya çalıştığım sevgilerde,dileğimde mutluluklarda,arkadaş,dost,ahbaplarda...Belki hayatta tutan budur beni,belkide büyük yapan,abi,baba,bla blab bla.Dinleyelim,anlatmak benim için sıradışı.Dinlemek,dilemek....

2 yorum:

Gökçe dedi ki...

herkes dinlerse konuşan kim olacak??

tek yanlız sen deilsin inan buna??

Öteki dedi ki...

Haklısın...
Belkide en iyisi bu,belkide en kötüsü.
Ki zaman,mekan ve insanın ataması....